ÇUKURKUYU KASABAMIZIN DÜNYAYA AÇILAN YENİ SESİ
  Çukurkuyu Kasabasının Kuruluş Süreci
 

NİĞDE İLİ BOR İLÇESİ ÇUKURKUYU KASABASININ
KURULUŞ SÜRECİ VE
KURAN TÜRKMEN BÖLÜKLERİ

 

Sizlere tarihçe dendiğinde anlatmak istediğim bu kasabanın nasıl kurulduğu. Öncelikle neden Çukurkuyu ( çukurun içinde kuyu) ismi verilmiş. İsmi veren bölgenin sahibi Altunhisarlılar veya kasabamızdan yaklaşık kırk-elli yıl önce kurulan Kızılca kasabası kasabalılarıdır. Şu anda kasabamızın imarı içinde kalan Bahçelievler mahallesinde Mustafa Özer( Kır Mustafa )'in avlusunun içinde kalan çalıp-alma ( zamanında elle eğilip kova doldurulacak şekilde ) kuyu, bahar günlerinde pınar şeklinde eski kenyanın olduğu yerdeki çukurluğa, şimdiki kantar ve garajların olduğu yere doğru 5-6 ay akmaktaymış. Burasının Kızılca'lılaramı yoksa Altunhisar'lılaramı ait olduğuna dair kesin bir şey yok. Fehmi Teke'nin anlattığına göre iki tarafında sahiplendiğini, arada kesin bir sınır olmadığı kabul etmek gerekir kanısındayım. Çelen Abdurrahmanın yurt tuttuğu bu kuyunun etrafındaki bölgeye Çukurkuyu adı verildiğinden kurulan kasabamızda bölge ismini alarak ÇUKURKUYU adıyla anılmıştır.

Kuruluş tarihimiz yaklaşık 210 – 215 yıldır. Kuruluşu 1791-1796 kabul etmek en doğrusu olur kanısındayım. Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLUNUN XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun İskan Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi kitabının 89'uncu sayfası 3'üncü paragrafında Şeyh Hamzalıların iskan emrinin veriliş tarihi 1794'dür. Yani 212yıl önce. 1794 yılı İdris Zihni Paşanın keşfe geldiği yılda olabilir bir kaç yıl sonrada kesin yerleşimden sonrada kayda girebilir. 1792'yi kuruluş yılı olarak kabul etmek gerekir kanısındayım.

Ne tesadüftür ki bu kasabayı kuran ve kurulmasına yardımcı olan bütün hane ve aileler değişik Türkmen boylarından kopup gelen ve hala kendi boy ve aşiret isimleriyle anılan bölüklerdir.

Öncelikle kasabanın kurulmasında ana etken durumunda olan BAYAT Boyu Türkmenleri( Şeyh Hamzalı, Ödemişli, Aşıklı, Eyüplü, Yabanlılar )'yle başlamak gerekiyor. İbrahim Hakkı Konyalının yayınladığı 1551 yılında yazılan Halep 184 sayfalık Halep icmal defterini içine alan Abideleri ve Kitabeliyle Kilis Tarihi adlı kitabında yukarıdaki aşiretlerin hepsinin kayıtları vardır. Ayni kitapta BEYDLLİ boyundan Odamışlı (Hotamışlı)'ların da kaydı mevcuttur.

Şeyh Hamzalıların şuana kadar yapılan araştırmalarda birkaç yüzyıllık soy kütükleri kayıt altındaydı. Her uğradığı Osmanlı vilayetinde geçici iskanlarını ve vergi muaflıklarını tasdik ettiren Şeyh Hamzalıların göç boyunca Mekke, Medine, Halep, Maraş, Elbistan, Yeniil, ( Sivas'ın güneydoğusundaki konar göçer Türkmenlerin geçici yurtları olan yaylalar ) İstanbul, Edirne, Yozgat ili Sarıkaya ilçesi Şıhlar köyü, Keskin, Aksaray Sağlık köyü üzerinden Ereğli'ye gelirler. Artık kalabalık aşiretlerin yurt ve otlak bulması çok zordur. Kayıtlardaki isimlerin çoğunun kasabamızdaki Şeyh Hamzalılarda kullanılmaması parçalanmaların göçlerle ve her yurt değişimiyle devam ettiği görülmektedir. Bu göçler boyunca parçalana parçalana yedi oba kalan Şeyh Hamzalılar topluca en son kondukları Ereğli Hortu düzlüğündeki sinek ve batağın hayvanlarını ve kendilerinin yurt tutmalarını imkansız kılması üzerine ikiye ayrılırlar. Hortuda kaç yıl kışladıkları kesin olarak belli olmamasın rağmen tahminen 8-10 yıldır. Ödemiş ve Tekeli-Karahacılı Türkmenleriylede tanışmaları Bektiklerle beraber Bektik yaylalarına çıktıkları Hortu döneminde olması büyük bir olasılıktır. Hortu çölünde sıkışan Hamzalıların bir obası çobanları ile kuzeye şu an Çukurkuyu yaylaları olan, o zaman Hotamış Türkmenlerine ait olup iç kavgalarından dolayı 3-4 yıldır çıkamıyarak boş bıraktıkları Bayatsalına gelirler ve İninüstü yurdundaki inlere yerleşirler. Hatemli (Hacı Bekirli, Hatem Mustafa,Hacı İbrahimli) beraberindedir. Hatemliyi büyük olasılıkla ya Aksaray'da içlerine almışlar ya da kendilerindendir. Diğer kalabalık gurup güneye Toros dağlarını aşarak nereye gittiği bilinmemektedir. Bir kısmının Hatay Kırıkhan Şıhlar köyünü kurdukları bir kısmının da Antalya yöresine yerleştiği kasabamız kervancıların anlattığı hikayeler arasındadır. Antalya ili Serik ilçesi Belkız kasabasında yaklaşık 450-500 hane Hacı Hamzalı Türkmenlerinin yaşadığı bilinmektedir. Bir kaçıyla görüştüm yerleşik düzene geçiş yılları aşağı yukarı Hamzalılarla aynı yıllara rastlamaktadır. Fakat iyi bir araştırma yapmadan Çukurkuyu Hamzalılarıyla akraba olduklarını söylemek mümkün değil.

Şeyh Hamzalılar İninüstüne geldiğinde Hacı Hasanlı Hotamıştan kan davasından kaçmış geriye dönme şansları olmadığından Yerhan'(Kerel) da kışlamaktadırlar. Hamzalıların gelmesi ile onlarda Yerhan' dan İninüstüne göçerek Hamzalı'larla birleştiklerinde Kara İbiş'e de kız vermişler ve yanlarındadır. İninüstü kışlamaya müsait olduğundan yedi sekiz yıl kalırlar ve buraya Kayseri Yeşilhisar Kafkas sülalesinden gelen Hanifi' yi imam tutarlar. Bu ilk birleşik grup olan Şeyh Hamzalı, Hacı Hasanlı, Hatemli, Kara İbiş ve imamları Hanifi güzlemeye çöle indiklerinde, Altunhisar'a ait daha sonra Yanık Yurt ismini alacak olan Devedamının 200 –300 metre güney-batısını yurt tuttular. Hikayenin bu kısmını Fehmi Teke( Tekeli )den dinleyelim.

(O günlerde göçer Yörük ve Türkmen bölükleri yerleşecek yurt tutacak yer aramaktadırlar. Yeni gelip devedamının güney-batısına yurt tutan 25-30 çadırlık bu topluluk ilk başta tek başına Kızılcadan kaçıp Çukurkuyu semtini yurt tutan Çelen Abdurrahman'ı rahatsız eder ve dedem Çelen Abdurrahman Altunhisar'a haber göndererek rahatsızlığını belirtir. Altunhisarlılar yeni yerleşiklere ağır baskılar uygularlar ve Hamzalılar ve beraberindekileri kondukları yurttan evlerini yakarak kaldırmayı başarırlar. Hamzalı bölüğü ve Atunhisarlıların uğraşları devam ederken, Altunhisarlılar Çukurkuyuya ilk yerleştiğinde seslenmedikleri Çelen Abdurrahmana'da terk etmesi için baskı yapar ve Çukurkuyununda kendilerine ait olduğunu derhal terk etmelerini söyler. Buna kızan Çelen Abdurrahman <Benim de dört oğlum var kavgayada beleya da hazırım gerekirse dördünüde feda ederim >der.

Bu sırada, Altunhisar'lıların baskısıyla zor durumda kalan Çelen Abdurrahman Yanıkyurd' dan Bayatsalına doğru göçerlerken evinin yanından geçen Hamzalılar ve komşularının göçünü durdurur ve <Göçlerinizi buraya yıkın bir köyde biz olalım> der. Kendilerini şikayet eden Çelen Abdurrahmanın ve Yabanlıların desteğini alan yeni komşular göçlerini yıkar ve bu günkü Çükurkuyu kasabasının temelini atarlar.5-6 yıl kışı Andıklının inlerinde geçirirler.)

Fehmi Tekeli 'nin anlattıklarını en sağlam kaynak olarak kabul etmek gerekir. Bunları Çelen Abdurrahmanın oğlu Çelen Memişin kızı olan 1304 doğumlu olan annesi Narin Tekeli 'den dinlediğini söylemiştir.

Ayni hikayeyi başka bir cepeden, Hamzalıların tarihcisi Kenirtlek Hamid'in oğlu geçmişi babası kadar iyi bilen Kamber Tuğrul 'un, annesi öldüğü için kendisini büyüten ebesi Büyük Hacı Abdullah kızı üçüncü nesil olan 1284 doğumlu Gülbeyaz Tuğrul 'dan dinledikleri;

< Dedemgil Bayatsalından buraya, Devadamı ve Çukurkuyu arasına güzlemeye gelmişler.Burayıda sulak bulunca yerleşmeye karar vermişler.Devedamının güney-batısına çadırlarını tutmuşlar.

O zaman Devedamı Altunhisarlıların yozsığır ağılıymış.Orada Altunhisarlılara ait kötürüm develerin kapatıldığı büyük bir dam varmış.

Orada yemişler içmişler konmuşlar göçmüşler. Bunların oturdukları yerde rahatlayıp sahiplenmeleri Altunhisar Ağalarını rahatsız eder ve gelip damlarını yakarlar ve bölgeyi terk etmelerini söylerler. Göçlerini yükleyen Hamzalılar geldikleri yere( Bayatsalına ) doğru hareket ederler etmesinede ama bu zoraki göçediş zorlarına gider. <Buraların hiç büyüğü küçüğü yokmu diye> biribirilerine şikayetlenirler. Buraların büyüğünün Konyadaki Zihni Paşa olduğunu öğrenen Hamzalılar ve komşuları aralarında para toplar iki aklı başında atlıyı Konyaya İdris Zihni Paşayla görüşmeye gönderirler. Paşayla görüşürler Paşada Türkmen olduğundan bunlarla iyiden iyiye ilgilenir. Dertlerini dinleyen İdris Zihni Paşa <Siz gidin ben geleceğim> diye söz verir. Paşadan söz alan iki atlı mahzun şekilde yola koyulurlar. Paşanın geleceğinden umutsuzdurlar. <Vay vaaay Zihni Paşa gelecekte derdimize mehlem olacak> diye aralarında konuşurlar.fazla bir zaman geçmeden Zihni Paşa olay mahaline gelir ve bölgeyi sahiplenen Altunhisarın Ağalarını çölün içindeki görüş hakimiyeti olan bir tömeye çağırtır . (Bu töme hala valinin adıyla hala İdris Tepesi olarak anılır) Zühni Paşa Altunhisarın Ağalarına < Bunların evlerini neden yaktınız, bunlar buraya yerleşecek. komşu olacaksınız, iyi geçineceksiniz hemde şurdan boyalıktan ağrı Türkmenlere vereceğim> der.Ukala ve cahil Altunhisar Ağalarından birisi <Paşa daha olmazsa bizim avratlarıda Türkmene ver > deyince Paşa çok sinirlenir < Yaaa! ben buradayken böylede ben gidince bunların haline olacak > der ve Altunhisar Ağalarını ikişer, üçer tana kazıklarına bağlatır yaz sıcağında böcekler yesin diye yüzlerine pekmez sürdürür. Paşanın gaddarlığını gören öteden beri bağrı yanık Türkmenler bağlıların bırakılması için paşaya rıcada bulunurlar ve rıcaları kabul görür. Valinin bağışıyla yurt sahibi olduklarına çok sevinen Hamzalılar ve komşuları Altunhisar Ağaları kurtarmasına kurtarırlar ama <Zihni Paşa başımızı bekleyecek değilya > düşüncesi ve Ağalarında intikam alacağını kaygısı Yanıkyurt' tan daha emin bir yere göç kararını aldırır. Ağalar gider paşa gider göçler yüklenir ve Çelen Abdurrahman Ağanın yurt tuttuğu Çukurkuyuya doğru hareket ederler. Kızılca'dan kardeşine küsüp Çukurkuyu'da çem damda oturan Çelen Abdurrahman Ağa güçün önüne geçer yanlarına konmalarını, komşu olmalarını önerir ve öneri kabul edilip göçler yıkılarak ÇUKURKUYUN 'un köy olmada ilk temeli atılmış olur .

(Yeni yerleşimi bütün çevre Hamzalılar olarak tanır ve kuruluş ismi HAMZALI olarak yıllarca resmi köy özeliğini kazanıncaya kadar devam eder)

<Ben ayrıca Devedamı'ndaki pınarın suyunun köye kadar aktığını ve kasabamızın adını aldığı çukurun içindeki kuyunun suyunun pınar gibi batıya doğru Aşağıkenya'nın oradaki çukurluğa (Şimdiki Belediye kantarının bulunduğu yer) aktığını bilirim> dedi.

Bu kuruluşu babamın anlattıklarından hikaye edeyim.

Devedamı'na konan bu yabancılar buraların sahibi Altunhisar( Anduğu )'lıları rahatsız eder. Ereğliye gelin almaya giden Hamzalılar ve komşularının çadırlarına ilk gün gelen Altunhisar atlıları <Buraları terk edin değilse ölürsünüz> manasına ölü bir baykuş asarak giderler. Buna aldırış etmeyen yeni yerleşimcilere kızan Altunhisar'lılar onlar Ereğliye gelin almaya gittiklerini fırsat bilerek, baskın verip çadırlarını evlerini yakarlar. (Köse Mehmet yanan çemdamı ve içindeki çavdar için Karamanda mahkeme açar, 2-3 yıl eşekle Karamana gider gelir ve sonunda mahkemeyi kazanır.) Mahkemeden dolayımı, yoksa Altunhisarlıların Yanıkyurt'tan kovmak istedikleri için haklarında şikayetçi olan Hamzalılardanmı( büyük olasılıkla şikayetten ) dolayı olduğu belli olmasada o günde Konya valisi olan İdris Bey bölgeye keşfe gelir. Hamzalı Ağaları keşfe gelen İdris Beyi çok hoş tutar ve sonradan adını verdikleri İdris Tepesinde (Papuğun harımının kuzey doğusundaki) Altunhisarın Ağalarıda çağrılarak keşif yapılır. İdris Paşa iskan yanlısı olduğundan Hamzalılar tarafını tutar İdris tepesinden kuzeyi Boyalığı göstererek <Şeyh Hamzalılar ve beraberindekileri evlerin yandığı yerden oraya kadar olan yeri yurt tutabilirler> demesiyle canı sıkılan Altunhisarın ağası < Olmazsa bizim avratlarıda Türkmenlere ver > deyince İdris Paşa çok sinirlenir ve bağırır. < Şunların hepsini bağlayın > der. Mevsim Temmuz veya Ağustostur. Sert çıkan Altınhisar Ağasını keşif mahaline dört kazık çaktırır, soydurur ellerinden ve ayaklarından kazığa bağlatarak üzerine pekmez döktürüp güneş inene kadar karıncaların ve arıların ağanın çıplak vucudunu yemesini sağlar. Bu başarılı keşif sonucu ilk defa bir toprak parçası sahibi olan ve ilk resmi yurtlarını kazanan yerleşimcilere ÇUKURKUYU 'yu kurma yolu açılmıştır.

(Bazı anlatanlar da İdris Paşa'nın kızmasının asıl sebebinin Altunhisar ağasının çok güzel bir atı birde ayakları kına yakılmış tazısı olduğu ve Vali paşanın bunları almak istediği ağanın at ve tazıyı İdris Paşa'ya vermediği için yeni yerleşimcilerin tarafını tutup ağayı cezalandırdığını anlatırlar)

Anlatılanlar aşağı yukarı biribirini doğrulamaktadır. Andıklının inlerinde kışladıkları yıllarda Hacı Hasanlı'nın dedesi Hacı Hasan ve Ümmetli'nin dedesi İmam Mehmet Hanifi ölmüşler ve cenazeleri Andıklı( Batkınmezar ) mezarlığına defnedilmiştir.

Şu anda kasabamızın kurulduğu yerde Kızılca'dan kardeşiyle kavga ettiği için kaçıp gelen Çelen Abdurrahman yurt tutmuş ve oturmaktadır. Kırşehir Kaman Değirmenözü köyünden kardeşlerinin kız kaçırmasından dolayı kaçarak bu bölgeye gelen Yabanlı Türkmenlerinden üç kardeş ve bir bacı; bacılarını Çelenliye gelin verdikleri için Zengen' e kadar giderler ve tekrar bacılarının hasretine dayanamıyarak geriye dönerler, Çelen Abdurrahman'ın yerleşim yerinin 200–300 metre kuzey batısına şuandaki evlerinin olduğu yerdeki küçük ine( in Ramazan Gökalp'ın evinin güney batısındaydı ) yerleşirler. Bayat boyundan olan bu Yabanlı kardeşlerin ine yerleşiminin, Hamzalılarla Çelenli'lerin birlerşmesinden öncemi sonramı olduğu kesin belli değildir ama bütün bu oluşumların hepsi birkaç yılın içindedir.Çünkü Çelen Abdurrahman'ın ikici oğlu Çelen Osman'a bacıları Fatiş'i verirler.

Şeyh Hamzalılar Altunhisarlıların evlerini yaktıkları ilk yurtlarınada Yanıkdam adını koyarlar ve hala bu isimle anılır.

O günde çok güçlü olan Altunhisar'lıların bu yerleşmeyi engelleyememeleri çevre köylere karşı güç kaybetmelerine sebep olur. Çukurkuyu'ya yurt tutulması çevre yerleşimlerde Şeyh Hamzalıların Padişahın akrabası olduğuna dair dedikodular çıkar. Bu dedikodular yeni yerleşimcilerin rahat yerleşimini sağlar.

İlk kurucular olan Şeyh Hamzalılar, Çelenli, Yabanlılar( Yabancılar ), Hotamışlılar( Hacı Hasanlı ve Hacarıklı ), Kara İbiş ve Ödemişlilerin( Aşıklı ve Sofular ) bir araya gelmesi 5-6 yılı geçmez. Kurulan bu yeni yerleşim kurucu bölüklerin en kalabalığı olan Hamzalı'ların adıyla anılırlar. Daha sonra bölge ismi olan Çukurkuyu adını alır.

Kurucu bölüklerden sonra yeni yerleşime katılanlar evlilik, kız alıp verme, çoban olarak gelenler, çalışma ya gelenler ve yazlağa beraber çıktıkları yayla komşularının katılımlarıyla oluşur. Dışarıdan her ne sebeple olursa olsun her gelene kız verirler ve yerleşmesini sağlarlar. Zamanında tek tek gelenler bugün 20-60 haneli ilk gelen dedelerinin adıyla anılan birer kabile olmuşlardır. Yıllar her şeyi bütünleştirir biribirlerinden kız alıp kız vererek kaynaşırlar.

Bundan sonra yeni kurulan Çukurkuyu Bayatsalındaki yaylaları ile beraber bu bölgeden gelip geçen Türkmenlerin uğrak yeri olur. Yeni yerleşimciler yeni yurtlarında tutunabilmek, buraları terketmemek ve nüfusu arttırmak için ellerinden gelen bütün çabayı gösterirler. Dışarıdan getirdikleri çobanları kalıcı iskana zorlarlar, bekar olanlarına kız verirler. Dış köylerin baskılarına direnmek için yıllarca eşkiyalar kiralarlar. Bayatsalı inlerini kışlak olarak kullanan Kırşehir ve yerli eşkiyaların ardından kendilerinden de eşkiyalar türer. Bunlar Dokuzun Kör Abdullah (Dokuz), Tat İrbahamın İmin (Emin Akyel), Kır Ahmet (Bildik), Kopuk Hoca (Hilmi Gülşirin) Kocaoğlanın Siyit (Seyit Özer), Hacıese Deloğlan (Mehmet Kılıç) Hasan Çavuş (Sezgeg), Aynacı (Osman Gülşen), Kel İbiş (Turgut) ve Cerit Kara Mustafa (Halisdemir) olarak sayılabilir. Kara Hilmi (Çelik) Kurtuluş Savaşı ve sonrası Bor Kapaltı Komutanlığı( Jandarma Bölük Komutanlığı )'nın daimi ve özellikle eşkıya takiplerinde en gözde izcilerinden biridir. Kadir Efe ve Ankaralı Ahmed 'in Beştepelerde vurulmasında payı büyüktür. İzciliği boşladıktan sonra en az 8-10 yıl her göçtüğü yurda kalan eşkiyalar tarafından öldürülme korkusundan mevzi ve boyçukuru deşmiştir.

Eşkiyalarla iyi geçinmek çok çok önemlidir. Yerli eşkiyalar çıkıncaya kadar yabancı eşkiyalara zaman zaman haraç verildiği olur. Ağaların çevrede çok güçlü olmaları ve silahlı adamlarının olması Çukurkuyu arazilerinde dengeyi rahat sağlar. Bu demek değildirki tedbir elden konsun. Eşkiyaların obaların içinden veya yakınından geçecekleri haber alınır alınmaz Gelinler ve genç kızlar saklanır, saklanacak yer yoksa bucaklara örtülürdü.

Issız yerlere yurt çıkarıp sahiplenerek sınırları genişletirler. Bütün bu mücadeleler sonucunda doğudan batıya 29- 30 Km , kuzeyden güneye 7- 8 Km genişliğinde büyük bir alana sahip olurlar. Bu kadar geniş alanı elde tutmak kolay değildir. Sınır uçlarındaki yurtların sahiplenilmesi yıllarca süren kavgalar sonucunda kesinleşir. Çoraklıkta Hacı Hasanlı, Labız'da Dokuzlu, Hüseyinağılında Eminli, Gımıtda Seyitomarlı, o günün muhtarı Kör Mahmut (Bilgi), Kulede Hasan Efendi, Döllükte Kör Nohut ve Kara Hilmi, Kalederesinde Keller(Turgutlar), Cıncıkgölde Hacı Kamber ve ismini sayamayacağım bu insanlar canları pahasına bu köyün kuruluşuna, sınırlarının geniş tutulmasına emek verirler.

Köyün kurulmasında en büyük emeği olanlardan birisi 14-15 yıl Bor'da ilçe encümen üyeliği yapmış olan Hacı Emin oğlu Mehmet Emin Soylu ( Hacı Sofu ) ve sınırların kesinleşmesini sağlayan ve daha sonra Ereğli'ye göçen Hacı Seyit oğlu Hacı Kamber ( Koçak ) Ağadır. Belkoru yaylasının kayıtlarının o günkü Bor Mahkemesinde duruşma açtırarak tescilinin yapılmasını sağlayanda Hacı Sofu ağadır.

Yüzyıllardır yurt yuva tutamayıp yaylak otlak gezerlerken bir tesadüf eseri olarak Çukurkuyu'da birleşen değişik boylardan, illerden gelen bu Türkmenler için sahiplendikleri, elleriyle avuçlayıp benim diyebildikleri topraklarından önemli hiçbir şey yoktur. Kendileri gibi yurt tutmak için korudukları arazilere giren hiçbir göçebe Yörüklere hiç fırsat vermezler. Bu toprakları korumak, genişletmek ve bir köy olabilmek için birbirlerinden kız alıp vererek tek vücut olmuşlardır.

Kasabamızı kuran Türkmen bölük(Kabilele)lerinden Şeyh Hamzalı, Yabanlı, Eyüplü, Ödemişli ve Aşıklı Türkmenlerinin Bayat Boyu 'ndan olması ve 1551 yılıda Kanuni Sultan Süleyman zamanında tutulan defterde ayni bölgede Halep bölgesinde kayıt altına alınması ve değişik zamanlarda iç anadolunun ve batının değişik yörelerinde gezip Çukurkuyuda buluşmaları inanılmaz bir tesadüf olması gerekir.( Abideleri ve Kitabeleriyle Kilis tarihi - İbrahim Hakkı Konyalı , 16. yüzyılda Halep Sancağı - Doç. Dr. Enver Çakar )

 

 

 
  Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol